Geleceğin Lojistiği ; Otonom Lojistik
Günümüz teknolojisinde artık bir çok sektörde otomasyon ve teknoloji son derece önemli bir rol almaya başlamıştır.Lojistik sektörü de diğer birçok sektörde olduğu gibi kendisini ilerletmek ve çağa ayak uydurmak amacıyla otonom araçlar kullanarak tedarik sektörüne büyük yenilik getirmeyi amaçlamaktadır.
Kaynak: https://autodiscoveries.com/2025-mercedes-self-driving-truck-driving-itself-mercedes-future-truck/
Bu otonom araçların çalışma prensiplerinden bahsetmeden önce biraz faydalı yönlerinden bahsetmek istiyorum. Sürücüler dünya çapındaki trafik kazalarının % 94’ünden sorumlu olduğundan, bir insan sürücünün bir bilgisayarla değiştirilmesinin araba kazalarının sayısını azaltacağı ve yolları daha güvenli hale getireceği sonucuna varmak zor değildir. Keza aracın otonom olmasından ötürü sürücüye bir para ödenmeyecek, zorunlu molalardan kaçınılarak yükün daha hızlı ve zamanında teslim edilmesi sağlanacak ve insan hatalarından kaynaklı zararlardan tamamen kaçınılarak maddi olarak da kar edilecek olması otonom lojistiği bir kaç adım öne çıkarmaktadır. Tabi bu durumun bazı sektör dallarında işsizliği arttıracağını da söylemeden geçemeyiz. Keza olası bir kaza durumunda yasal olarak kimin sorumlu olacağı da cevap bekleyen sorular arasında.
Otonom sürüş ile manuel sürüş arasında bir maliyet değerlendirmesi yaparken genel olarak çok farklı parametreleri göz önünde bulundurmamız gerekmez. Temel olarak yakıt masrafı ve sürücüye ödenen para göz önünde bulundurulmalıdır. Bununla beraber otonom sürüş manüel sürüşe kıyasla, daha verimli bir sürüşü muhtemel kılmak adına trafik telematikleri ile sürekli etkileşim halindedir ve trafiğin yoğun olduğu yollara sapmadan size en verimli rotayı otomatik olarak oluşturur. Sürüş özellikleri zaman ve enerji gereksinimlerine bağlı olarak kontrol edilebilmektedir.
Yapay zeka veya makine öğrenimi verileri toplar, yorumlar ve önceliklendirir. Karanlıkta veya yağmurda bile insan gözünün görebileceğinden çok daha uzakta olan nesneleri gözden kaçırmaz ve 360 derecelik, gerçek zamanlı görüntüler alır ve bu görüntüleri yorumlayarak koşullar oluşturur.
Daha da önemlisi, otonom sistemin dikkati insan bir sürücü gibi dağılmaz. Radyodakileri değiştirmek, sohbet etmek, mesajlaşmak, bir fincan kahve içmek gibi yolculuk esnasında mümkün olduğunca kaçınılması gereken eylemlerle ilgilenmez ve daha da önemlisi, bilgisayarın kör noktaları yoktur.
Kaynak: https://www.linkedin.com/pulse/unlocking-full-potential-connected-trucks-through-analytics-babaei/?articleId=6349031556685922304
Bir çok dünya çapında firma bu sektörde yer almaya başlamış ve yatırımlarını arttırmış durumda Otonom lojistiğin ilk olarak kullanıldığı veya test edildiği bir kaç örnek verecek olursak, 2016 yılında özel bir firma ürettiği prototip araçla elli bin kutu birayı hedeflenen adrese ulaştırmayı başarmış. Keza dünyaca ünlü otomobil firması Volvo’da bu alanda yatırımı arttıran firmalar arasında ve size ilginç gelebilir ama spor araba görünümlü otonom kamyonunu, Volvo Vera’yı, tanıttı. Vera’da sürücüye ayrılan bir alan bulunmuyor. Volvo aracın tasarımını spor otomobiller ile oldukça benzer hale getirerek, görenlerin dikkatini çekiyor. Aracı geliştiren ekipte yer alan mühendisler otonom kamyon modeli fikrinin ortaya çıkma aşamasında ideal ulaşım çözümünün ne olabileceği sorusunu kendilerine sorduklarını ve taşıma anlayışını geleceğe taşıyacak farklı bir tasarım ortaya koymak istediklerini belirtiyorlar.
Kaynak: https://www.volvotrucks.se/sv-se/news/magazine-online/2020/automatisering-paverkan-foerarjobb.html
Dünya’nın en büyük firmalarının bu alanda çok büyük yatırımlar yaptığı göz önünde bulundurulunca, gelecekte otonom kamyon ve otonom lojistik kavramlarını defalarca duyacağımızı tahmin etmek hiç de zor değil! Çağ değişiyor, teknoloji ilerliyor ve lojistik sektörü de bu çağa ayak uydurmak zorunda!