Türkiye’nin Lojistik ve Ulaşım Yatrımları
Türkiye Cumhuriyeti, ekonomik olarak gelişmekte olan ülkeler kategorisinde kendine yer bulmakta. Gelişmekte olan ülkelerin altyapı ve sanayileri, gelişmiş olan ülkelere kıyasla daha geri olsa da Türkiye gibi bazı gelişmekte olan ülkeler yaptıkları yatırımlarla gelişmiş ülkeleri yakalamayı amaçlıyor. Bu yatırımlar ve fırsatlar göz önüne alındığında, coğrafi olarak Avrupa ve Asya’yı birbirine bağlayan Türkiye için lojitik sektörü göz ardı edilemezdi. Planlanan bazı projelerle Türkiye’nin bölgesel lojistik merkez haline getirilmesi amaçlanmaktadır.
Kaynak: https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/istanbul-havalimaninda-isci-olumu-dayanamiyorum-diyordu-1924962
Bu projelerden biraz bahsedecek olursak başta İstanbul Havalimanı gelmektedir. İstanbul’un Avrupa yakasında ve karadeniz kıyısına inşa edilen bu dev havalimanı 2018 yılında kullanıma açılmıştır. Tüm etapları tamamlandığında 76,5 km² alana, yıllık 200 milyon yolcu kapasiteye çıkarılabilen 2 terminali ile birbirinden bağımsız altı pisti olacak şekilde hizmet verebilecektir. Pandeminin ortaya çıkmasıyla birlikte uçuş sayıları azalsa da hem yolcu hem kargo uçakları pandeminin etkisinin azalması ve insanların seyahat ve tüketim alışkanlıklarına daha yoğun bir şekilde dönmesiyle birlikte İstanbul Havalimanı kullanılarak gerçekleşen uçuş sayıları tekrar arttı.
Kargo, lojistik ve geçici depolama alanlarında hizmet veren yerli ve yabancı pek çok önemli firma Kargo ve Lojistik Merkezi’nde yer alıyor. Aynı anda 30’un üzerinde geniş gövdeli kargo uçağının yanaşabileceği bu merkez için park pozisyonları antrepoların önünde yer alıyor. Bu noktalardan, yolcu terminalleri ve uzak park alanlarına ulaşım sağlayan etkili operasyon altyapısı da büyük kolaylık sunuyor. Kusursuz bir bağlantı sağlamak için pist ve taksi yollarının altından geçen, hava tarafındaki servis tünellerinin kullanıldığı, uçak trafiğinden etkilenmeyen bu yapı işlevselliği ile dikkat çekiyor.
Türkiyenin bir diğer mega projesi ise Kanal İstanbul. Temel olarak bakıldığında İstanbul Boğazına alternatif olarak açılması planlanan bir su yolu. Yılda yaklaşık 43.000 geminin geçtiği İstanbul Boğazı, en dar yeri 698 m olan doğal bir su yoludur. Gemi trafiğinde tonajlardaki artış, teknolojik gelişmeler sonucu gemi boyutlarının büyümesi ve özellikle akaryakıt ve benzeri diğer tehlikeli/zehirli maddeleri taşıyan gemi (tanker) geçişlerinin artması, İstanbul üzerinde büyük baskı ve tehdit oluşturmaktadır. Bu bağlamda Kanal İstanbul’un amacı hem İstanbul’u korumak hem de bu kanaldan gelir elde etmektir. Uluslararası anlaşmalardan dolayı Türk Hükümeti boğazdan geçen gemilerden herhangi bir gelir elde edemese de bazı durumlarda günler hatta haftalar sürebilen beklemelerden ötürü maaliyetler lojistik firmaları için artmaktadır. Bu şekilde Kanal İstanbul’un mantıklı bir yatırım olacağını açıklayan Türk hükümet yetkilileri, bu kanalın doğaya kesinlikle bir zarar vermeyeceğini de belirtmektedirler.
Kaynak: https://www.birgun.net/haber/ihale-detayi-dikkat-cekti-kanal-istanbul-rafa-mi-kalkti-390714
Bu projelerden bahsederken yapılan ve yapılması planlanan yollardan bahsetmeden geçmek olmaz. Hükümetinin de daha kesintisiz ve konforlu ulaşım sağlamak için yeni yatırımlarla karayolu hizmet kalitesini artırmayı hedeflediğini belirten yetkililer, Türkiye’nin bölünmüş yol ağını 2053 yılına kadar 28.650 kilometreden 38.000 kilometreye, karayolu ağını 3.633 kilometreden 8.325’e çıkaracağını söyledi.
Türkiye’nin 3 tarafının denizlerle çevrili olduğunu göz önünde bulundursak deniz taşımacılığının önemini vurgulamamız gerekmektedir. Toplamda 217 liman veya iskeleye sahip Türk kıyıları ülkenin lojistiğinin sürdürülebilirliği açısından çok kıymetli. Türk limanlarından beklenen kargo taşımacılığının gelecek yıl 255 milyon ton olacağını ve bu rakamın 2053’te yaklaşık 421 milyon ton olacağını belirten hükümet yetkilileri bu nedenle, mevcut 217 olan liman sayısını 2053’te 255’e çıkaracağını da sözlerine ekledi.
Kaynak: https://www.ensonhaber.com/galeri/turkiyedeki-limanlar
Bu orta ve uzun vadeli yatırımlara bakıldığı zaman Türkiye’nin bölgesinde daha önemli bir lojistik merkezi olabileceğini öngörmek çok da zor değil.